türkiye’de kumar yargı yetkisi puanı 5
South Oaks Kumar Tarama Testi Türkçe formu güvenirlik ve geçerlik çalışması TRDizin
Sözleşme ile öngörülen husus, suç ve cezalarla ilgili keyfiliği önleyecek ve herkes için geçerli olacak kuralların konulmasıdır. Bu anlamda objektif ve herkes için uyulması zorunlu yazılı hukuk kurallarının yanında, İngiliz Common Law sisteminde olduğu gibi örf-adet kurallarıyla da suç ve ceza konulması mümkündür[605]. Yeter ki suç ve ceza öngören hüküm açık, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olsun. Maddesine göre ulusal hukuk kurallarının yanında sözleşmeler, gelenek ve uygar uluslarca benimsenmiş bulunan genel ilkelerden oluşan uluslararası hukuk kuralları da suç ve ceza açısından bir kaynak değerini taşımaktadır[606]. Erbaş ve erler ile askeri öğrencilere verilen izinsizlik cezasında, cezalı sadece hafta tatilinden yararlanamamaktadır (AsCK m.185/C). Söz konusu asker kişiler, sürekli birlik ve ya kurumu içinde kalmakta ve hafta sonu çarşı iznine çıkabilmektedirler. İzinsizlik cezası verilmesi nedeniyle çarşı iznine çıkamayan cezalılar normal günlük faaliyetlerini yapabilmektedir. Herhangi bir şekilde kilit altında tutulmaz veya bir odada kapalı tutulmazlar. Bu nedenle TSK’nın bünyesindeki yaşamın normal sınırlarını aşmayan kısıtlamalar içeren izinsizlik cezası, özgürlükten yoksun bırakan bir ceza niteliğinde olmadığından Sözleşme’nin 5. Bu düzenleme yasamaya, Silahlı Kuvvetlerle ilgili düzenleme yaparken kişi hürriyetini sınırlayıcı disiplin cezası verebilme yetkisi tanıyan yasa çıkarabilme konusunda izin veren bir hüküm niteliğindedir. Maddedeki düzenlemede “…kanunla istisnalar getirilebilir” ifadesi emredici değil izin verici mahiyettedir[566],.
- Disiplin mahkemelerinin rütbe yönünden yetkileri 9.
- Şikâyet haklı görülürse ceza kaldırılır veya değiştirilir.
- Maddesi, ailesi fertlerinden birisinin ağır hastalığı veya ölümü, kaza, doğum, yangın gibi beklenmeyen felaketleri mazeret (özür) saymışsa da, bunların dışında failin kıtasına zamanında katılmasını engelleyen durumlar da özür sayılabilmektedir[126].
“Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler taraf ve vekillerine açıktır. AİHM tarafsızlık kavramını objektif ve sübjektif olmak üzere ikiye ayırarak incelemektedir. Sübjektif tarafsızlık mahkeme üyesi hakimin birey sıfatıyla kişisel tarafsızlığıdır. Sübjektif tarafsızlığından şüpheye düşülen yargıcın davadan çekilmesi gerekir. Objektif tarafsızlık ise kurum olarak mahkemenin kişide bıraktığı izlenim, yani hak arayanlara güven veren, tarafsız bir görünüme sahip bulunması gerekir. Objektif tarafsızlık değerlendirmesi organik, yani mahkemenin kuruluş şekli ve fonksiyonel yani görevin yerine getirilme tarzı açısından yapılmaktadır. Adil yargılanma hakkının birinci şartı, yargılamanın bir “mahkeme” tarafından yapılmasıdır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, içinde hakim sınıfından olmayan üyeler bulunsa da, Anayasada “yargı” bölümünde düzenlenmiş olup bir “yargısal rol” ifa etmekte ve bir “adli fonksiyona” sahip bulunmaktadır. Diğer bir ifadeyle belli bir usûl izleyerek ve hukuk kurallarına dayanarak kararlar vermektedir. Kararları idare tarafından yerine getirilmek zorundadır (1602 SK m.63)[683]. Bu haliyle AYİM’nin “mahkeme olma” koşulunu sağladığında tereddüt bulunmamaktadır. Disiplin mahkemelerinin rütbe yönünden yetkileri 9.
477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarının disiplin mahkemelerinde kovuşturulmasında üç önemli süje etkin rol oynamaktadır. Bunlar; “disiplin subayı”, “teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutan” ve “disiplin mahkeme başkan ve üyeleri”dir. Disiplin kovuşturmasındaki etkileri nedeniyle bu süjelerin yetki ve görevlerinin ayrı ayrı incelenmesi sonucunda disiplin kovuşturmasının da özellikleri ortaya çıkacaktır. Maddesi uyarınca, garnizon komutanı, garnizondaki tüm birlik ve kurumların disiplin amiridir. Dolayısıyla garnizon komutanı, kendi kuruluşunda olmayan birlik personeline doğrudan disiplin cezası verebilecektir[286].
Maddede düzenlenen Yaşama hakkının ihlali sayılmayacak haller arasında , kanun emrini yerine getirmek, ayaklanma ve isyanları bastırmak sayılmıştır. Savaş hallerindeki öldürme eylemleri de bu kapsamdadır. Ancak sözleşmeye göre öldürme ancak başka çare kalmamışsa meşru sayılabilir. Halen ülkemizde yoğun bir şekilde terörle mücadele eden TSK’nın görevi bu sınırlamalar içerisinde kalmaktadır. AİHS sadece taraf devletlere yönelik taahhütleri ihtiva etmemekte, bundan öte, birlikte yerine getirilmesinde yarar görülen objektif nitelikte yükümlülükler de öngörmektedir. Bu nedenle, insan hakları ihlallerine yönelik olarak etkili ve ortak bir denetim sistemi öngören ve objektif karakterde bir metparibahis[461]. AİHS, bu özelliği ile, ulusal menfaatler arasında karşılıklı bir uzlaşma sağlayan klasik uluslararası andlaşmalardan da ayrılmakta ve ulusal hukukta “doğrudan uygulanırlık” niteliği kazanmaktadır[462]. Diğer bir ifadeyle AİHS, ulusal makamlar tarafından ayrı bir işleme gerek bulunmaksızın doğrudan uygulanabilmektedir[463].
Aksine davranışta bulunan memurlara, uyarma cezası verilebilecektir[179]. Bu bentte geçen “özür” kavramının ne anlama geldiği belirsizdir. Kelime olarak “özür”, bir kusurun veya suçun elde olmadan yapıldığının ileri sürülmesi veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren mazerettir[171]. Memur tarafından mazeret olarak ileri sürülen özür, o memurun iradesini zorlayacak veya onu ciddi şekilde sıkıntıya sokacak bir durum olmalıdır. Memurun işe geç gelmesi, erken ayrılması veya görev yerini erken terk etmesi ile kuruma verdiği zarar ile özrüne rağmen zamanında işe gelmesi veya zamanında işinden ayrılması halinde maruz kalacağı zarar kıyaslanmalıdır[172]. Suçun oluşması için hakaret edilenin ast konumundaki asker kişi olması gerekir. Aynı rütbede ve kıdemde bulunan asker kişiler arasında hakaret durumunda, 477 SK’nun 55. Failin, hizmetin aksamamış olması koşuluyla[111] askeri hizmete ilişkin olarak, amiri tarafından sorulan sorulara bilerek doğru yanıt vermemesi bu suçun maddi unsurunu oluşturur[112]. Örneğin, izne gitmiş olduğu halde izne gidip gitmediği sorulduğunda gitmediğini söylemek gibi[113].
Askeri Ceza Kanunu’nun “Cezanın Katileşmesi” başlıklı 181’nci maddesi, cezanın resmi olarak tebliğ edilmesiyle kesinleşeceğini belirtmektedir. Ancak madde hükmünü anlamak için tamamına bakmak ve ayrıca ilgili bazı hükümleri dikkate almak gerekmektedir. Kanuna göre; daha üst makamdaki amirler de şikayet veya amirin talebiyle yada denetim yoluyla diplin cezasını kaldırabilir veya değiştirebilirler (m.183, 188, 189). Bununla birlikte, ceza, tebliği müteakip infaz edilir (m.182) ve yapılan şikayet cezanın infazını geri bırakmaz (m.188/3). Gerek cezanın infaz zaman aşımı, gerek şikayetin yapılması zamanı tebliğden bir gün sonra işlemeye başlamaktadır (m.186, 188/2). AYİM, savunmanın mutlaka yazılı olarak alınmasının gerekmediğini disiplin amirinin savunmayı sözlü olarak da alabileceğine karar vermiştir.
AYİM bu hususun denetlenmesinin “yerindelik” denetimi olacağını, yerindelik denetiminin ise 1602 sayılı Kanunun 21/2. Maddesi gereği yapılamayacağını belirtmektedir[825]. AYİM kararlarında eylemin disiplin tecavüzü olup olmadığının belirlenmesinde disiplin amirlerinin geniş takdir yetkisi bulunduğunu kabul etmektedir[826]. AYİM iç hukuktaki düzenlemeler göre yaptığı değerlendirmesinde ; “1982 Anayasasının Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar başlıklı 38 inci maddesinin onuncu fıkrasında “…İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Amiri, disiplin tecavüzünden dolayı ceza vermediği takdirde hiç kimse kınayamaz, sorumlu tutamaz.
Maddesinde Sözleşme’deki hak ve özgürlükleri ihlal edilen kişinin ulusal makamlara başvuru hakkı güvence altına alınmıştır. Buna göre öncelikle iç hukuk yolları tüketilmelidir. Madde hükmü, ulusal bir makam ibaresini içerdiğinden; hak arama hürriyeti için kullanılacak yolun mutlaka yargı yolu şeklinde olması zorunlu değildir[639] . Sonuç olarak askerlerin ifade özgürlüğünün sivil kişilere göre daha fazla sınırlanabileceği, bu sınırlamaları ihlal edenlerin disiplin yaptırımı da dahil olmak üzere çeşitli yaptırımlarla cezalandırılabileceği, ancak bu sınırlamaların gereklilik, oranlılık ve ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği takdirde sözleşmenin 10. Maddesinin de ihlal edileceği, bu nedenle askeri hizmetin gerekleri ile ifade özgürlüğü dengesinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin altıncı maddesi ile Sözleşmeye taraf olan ülkelerin yargı süreçlerinde kişilerin sahip oldukları haklar ve yargılamanın hangi koşullar altında yapılması gerektiği belirtilmiş; diğer bir ifadeyle, kişilere yargılama sürecinde tanınan haklar güvence altına alınmıştır. Öte yandan, Sözleşmeye taraf olan ülkeler yargı sistemlerini Sözleşmenin gereklerini karşılayacak biçimde örgütleme yükümlülüğü altında olduklarından; adil yargılama ilkesi, sadece yargısal sürecin işleyişini belirlemekte kalmayıp, aynı zamanda yargının yapılanma şeklini de kapsamaktadır[578]. Maddesine göre üstler emri altında olmazsa bile astlarını geçici olarak tutuklayabilirler. Maddesi ihlal edilemeyeceğinden, bu üstün rütbesinin tutukladığı asta ceza vermeye elverişli ve yeterli olması şarttır.