Süresiz Nafakaya İlişkin Hukuki Değerlendirme ve Yurtdışında Nafaka
Süresiz Nafakaya İlişkin Hukuki Değerlendirme ve Yurtdışında Nafaka
Eğer araç kamuya aitse, birinci fıkrada olduğu gibi cezayı, ilgili birim amiri veya yetkili kıldığı görevli verecektir. Kamuya ait toplu taşıma aracı denince de çok büyük oranda akla belediyeler gelmektedir. Bu sebeple, belediye araçlarında bu kabahatin işlenmesi halinde belediyenin ilgili birim amiri ceza verecektir. Kanununun (1) numaralı bendinde “kamu hizmet binalarının” kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye ilgili idari birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından ceza verilir. Bu durumda, özel olarak “belediye” tüzel kişisi olarak olmasa da, belediyelere ait binalarda “birim amiri” sıfatına haiz belediyeciler bu cezayı verebilir.
Yargı Paketiyle, çeşitli kanunlarda önemli değişiklikler yapılması amaçlanmaktadır. Bu çalışmada; özellikle sayılı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu, 6102 sayılı Ticaret Kanunu, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ve 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda yapılan önemli değişiklilerin belirtilmesi ve bazı sorunlu konuların ortaya koyulması amaçlanmıştır. Bilindiği üzere, 7440 sayılı “Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 12 Mart 2023 Tarihli ve Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmak suretiyle yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. Yakında; içtihat ve uygulamayı esas alarak, Cinsel Dokunulmazlığı Karşı Suçlar ile Genel Ahlaka Karşı Suçlar başlığı ile tamamladığımız bir kitap çalışması kıymetli hukukçuların takdir ve değerlendirmelerine sunulacaktır. Gerçekten bu kitabı hazırlarken aklımıza gelen ve bizi endişeye sevk eden suçun unsurları ve İspat Hukuku ile ilgili önemli tartışmalara girdik, görüş ve önerilerimizi sunduk. Aşağıda cinsel dokunulmazlığa karşı suçların ispatına ilişkin yargı kararlarına ve doktrin görüşlerine girmeden ve kendi tespitlerimizden oluşan bir kesite yer vermekteyiz. Bu yazımızda ele alacağımız hukuki sorun; Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaası ve esas hakkındaki mütalaa verildikten sonra, yeniden esas hakkında mütalaa verilip verilemeyeceğine ilişkindir. 15 Temmuz 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7456 sayılı Kanunun 15. Maddesiyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a toplam sekiz fıkradan ibaret Geçici 10.
Bu şekilde elde edilen gizli tanık beyanı; hukuka aykırı hale gelecek olup, Anayasa m.38/6, Ceza Muhakemesi Kanunu m.206/2-a ve m.217/2 gereğince hukuka aykırı elde edilen bu delilin dosyadan çıkarılması ve yargılamada esas alınmaması gerektiği tartışmasızdır. MADDE 7 – (1) Savaşlar, terör amaçlı saldırılar, doğal afetler ve benzeri olağanüstü durumların ortaya çıkardığı kriz zamanlarında da ifade ve haber alma özgürlüğü esas olup, yayın hizmetleri önceden denetlenemez ve yargı kararları saklı kalmak kaydıyla durdurulamaz. Ancak, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hâllerde yahut kamu düzeninin ciddî şekilde bozulmasının kuvvetle muhtemel olduğu durumlarda, Cumhurbaşkanı veya görevlendireceği Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan geçici yayın yasağı getirebilir. Bunun usul sınırı, hukuka uygun sol ve yöntemlerinin kullanılma suretiyle delileri toplamaktır. Bir fiilin suç sayılabilmesi ve failinin cezalandırılabilmesi için, eylemin önceden kanunda suç sayılıp cezasının gösterilmesi zorunludur.
- Madde 29 -Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 19 Nisan 2022 Salı günü yapılan Genel Kurulu’nda gündemin 6.
- Bu durumda, özel olarak “belediye” tüzel kişisi olarak olmasa da, belediyelere ait binalarda “birim amiri” sıfatına haiz belediyeciler bu cezayı verebilir.
- Uygulamada, gerek mahkemece incelenen iddianamenin ve gerekse de iade kararının taraflarla paylaşılmadığı, bu belgelerin savunmadan gizlendiği, CMK m.153/2’ye göre alınmış savunmaya karşı soruşturmanın gizliliği kararı var ise, bu kararın etkisinin CMK m.153/4 gereğince iddianamenin kabulü aşamasına kadar devam ettiği anlaşılmaktadır.
Ancak Müslüman kadınlar, yalnızca Müslüman erkeklerle evlenebilmektedirler ve bir kadının, Suudi Arabistan dışında diğer Müslüman ülkelerden bir erkekle evlenebilmesi için devletin izin vermesi gerekir. Boşanma veya dul kalma durumunda, bir kadın erkek çocuğunun velayetini en fazla yedi yaşına kadar, kız çocuğunun velayetini ise dokuz yaşına kadar elinde tutabilir. Bu yaşlardan sonra ise, çocuklarının velayetini ya babalarına ya da babalarının ailesine vermek zorundadır. Nafaka konusunda ise kadın boşandığı eşinden üç ay için nafaka parası alabilmektedir. Bu konuda en dikkat çekecek konu ise 18 aydan kısa sürmüş çocuksuz evlilikler açısından herhangi bir nafaka gerekmeyeceğine dair yargı kararlarının içtihat haline gelmesidir. İsviçre Federal Mahkemesi’nin 2005 yılında verdiği karar bu duruma örnek olarak gösterilebilir. İşbu karara göre, 18 aydan kısa süren evliliklerde yoksulluk nafakasının verilmeyeceği açıkça belirtilmiştir. O halde 18 ay veya daha az süren evliliklerde, yoksulluk nafakasına kural olarak karar verilemeyecektir. Bu sonuç çok kısa süre evli kaldıktan sonra, eski eşin süresiz biçimde nafaka ödemesinin hakkaniyetsiz olduğu düşüncesinden doğmuştur. Sonuç olarak, evliliğin ne kadar sürdüğü İsviçre Hukuku açısından büyük önem arz etmektedir. Bu ders çerçevesinde öncelikle icra organlarının neler olduğu incelendikten sonra, mahkemelerden verilen ilamların icrası usulleri ve ilamsız icra çeşidinde geçerli olan kurallar, özellikle kıymetli evrakların icrası ele alınmaktadır. Bununla birlikte bu ders çerçevesinde sıra icra iflas suçları ve ihtiyati haciz de incelenmektedir.
Maddesinde düzenlenen ek savunma hakkının sanık tarafından kullanılmaması halinde ceza davasının sona erdirilip erdirilemeyeceğine ilişkbahsegel giriş adresi. İrtikap” başlıklı TCK m.250/1’de icbar suretiyle irtikap suçu; “Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, icbarın varlığı kabul edilir.” olarak tanımlanmıştır. Hükümlülerin açık ceza infaz kurumlarına kapalı kurumda geçirmeleri gereken sürenin 1/10’una kadar daha erken ayrılabilmesine imkan sağlayan düzenleme; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun m.14/6 dayanak alınarak çıkarılan, Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik m.32/9’da yer almaktadır. Bu Yönetmelik hükmü; fiilen kapalı ceza infaz kurumunda bulunan, gelişim puanı 80 puanın üzerinde olan ve erken iyileşme gösterdiği kanaatine varılan iyi halli hükümlüler hakkında uygulanabilmektedir.
Radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek kanunla düzenlenecek şartlar çerçevesinde serbesttir. Üniversiteler ile öğretim üyeleri ve yardımcıları serbestçe her türlü bilimsel araştırma ve yayında bulunabilirler. Ancak, bu yetki, Devletin varlığı ve bağımsızlığı ve milletin ve ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği aleyhinde faaliyette bulunma serbestliği vermez. İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar. Savaş ve mücbir sebeplerle Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanamaması hâli hariç olmak üzere; olağanüstü hal sırasında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri üç ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülür ve karara bağlanır. Aksi halde olağanüstü hallerde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi kendiliğinden yürürlükten kalkar. Gündemin özelliğine göre Kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağrılıp görüşleri alınabilir.
İsrailMusevîlik’teki dini nikâhta, hahamın iki tanık huzurunda damada imzalatarak geline sunduğu bir güvence belgesi vardır. Kocanın karısına karşı maddi yükümlülüklerini özetleyen bu belge ketuba olarak adlandırılmaktadır. İsrail’de boşanma durumunda nafaka işlemleri için başvurulan temel belge ketubadır. Nafaka hemen hemen her ülkenin yasalarında yer almakla birlikte uygulamasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Öyle ki yabancı ülke hukukları incelendiğinde, Türk hukukundaki süresiz nafaka düzenlemesinin pek kabul görmediği hatta en ağır uygulamalardan birisi olduğu söylenebilecektir. Tüm şartların bir arada bulunması durumunda mahkemece süresiz nafakaya hükmedilmesi mümkündür. Süresiz nafaka diğer adıyla yoksulluk nafakası hakkında daha detaylı bilgi almak için “Yoksulluk Nafakası ve Şartları” başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz. Öyle ki yabancı ülke hukukları incelendiğinde, Türk hukukundaki “Süresiz Nafaka” düzenlemesinin en ağır uygulamalardan birisi olduğu söylenebilecektir. Süresiz nafakanın meydana getirdiği sorunların irdelendiği yazımızda yabancı ülke hukuklarındaki düzenlemeler incelenmiş ve örneklere verilmiştir. Kanunlar İhtilâfı Hukuku, yabancı unsurlu özel hukuk karakterli hukukî işlem ve ilişkilere uygulanacak hukuku konu edinir. İnternet ortamında güvenli ve sorunsuz bir şekilde faaliyette bulunulmasını sağlamaya yönelik hukuksal düzenlemeler ve diğer önlemler, yine karşılaştırmalı hukuktaki gelişmeler (özellikle Siber Suç Sözleşmesi) de göz önüne alınarak irdelenmektedir. Makul bir demokraside parlamentonun sahip olması gereken çağdaş niteliklerin unsurları değerlendirilerek, ülkemizde ve dünyada parlamentoların kompozisyonları, çalışma usulleri ve hukuki kabiliyetleri ayrıntılı olarak incelenmektedir.
Üçüncü bölümde ise borç ilişkilerinin sona erme halleri ve zamanaşımı konuları incelenmektedir. Dördüncü ve son bölümde ise “borç ilişkilerinde özel durumlar” ana başlığı altında; teselsül, koşullar, bağlanma parası, cayma parası ve ceza koşulu ile borç ilişkilerinde taraf değişiklikleri ana başlığı altında alacağın devri, borcun üstlenilmesi, sözleşmenin devri ve sözleşmeye katılma konuları incelenmektedir. Bu ders kapsamında; toplum yaşamı ve toplumsal düzen kuralları ve bu bağlamda hukukun toplumdaki işlevi ile hukuk kurallarının örf ve adet, ahlak ve din kuralları ile karşılaştırılması, farklı yönlerinin ortaya konulması, hukukun kaynakları ve bölümleri, hukukun temel kavramlarından birisini oluşturan hak kavramı, hukuki olay, eylem ve işlemler ile yargı örgütü kapsamlı bir şekilde incelenir. Ayrıca, hukukta normlar hiyerarşisi kavramı ile fonksiyonları, pozitif hukuk, tabii hukuk ve kavramları incelenir. 1982 Türk Anayasasına göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin dayandığı temel ilkeleri, 1982 Anayasasının benimsediği temel hak ve hürriyetler sistemini ve devletin temel organlarının (yasama, yürütme ve yargı) kuruluş ve işleyişini, Anayasa Yargısını ve Anayasanın değiştirilmesi usulünü öğretmektir. Çözüm sürecinde sorumlulukların bertaraf edilmesi ile ilgili hukuki alt yapı oluşturulması konulu kanun çalışması, “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesin Dair Kanun Tasarısı” adı ile Hükümet tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunuldu. Bu Tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde genişleyebilir, yeni hükümler Tasarıya eklenebilir. Çünkü yürürlük maddesi dahil beş maddeden oluşan Tasarıda, genel hükümlere yer verildiği, ayrıntıdan uzak durulduğu ve özellikle işlenen suçlarla ilgili ne yapılacağı hakkında herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı görülmektedir.
Fıkrasında Cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması sulh ceza hakiminden isteyebilme yetkisi varken, hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafinin de aynı istemde bulunabileceği belirtilmiştir. Maddesinde düzenlenen daha sonradan mülga olan ve 6706 sayılı Kanuna eklenen 11. Maddesi uyarınca verilen yapı kayıt belgesine sahip olan malikin, deprem sebebiyle yıkılan binada gerçekleşen ölüm ve yaralanma neticelerinden doğrudan sorumlu olup olmayacağı, geçici 16. Fıkrasında yer alan sorumluluk düzenlemesinin, ceza sorumluluğu için de geçerli olup olmadığı değerlendirilecektir. Maddesinde kamu davasına katılma hakkına sahip olan kişiler düzenlenmiştir. “Kamu davasına katılma” başlıklı CMK m.237/1’e göre; “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler”. Yazı konumuza verilecek cevap hukuk tekniği açısından evet olacaktır, çünkü konu ile ilgili Anayasa m.154 ve m.155, Yargıtay ve Danıştay üyelerinin görev süreleri ile ilgili herhangi bir hükme yer vermemiş ve bu hususu kanunlara bırakmıştır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da, sadece disiplin cezasına bağlı olarak bu şekilde bir koşullu salıverilme yasağı öngörülmemiştir. Bu yazımızda; sanık müdafiinin duruşmada yer almadığı durumda, sanık hakkında mahkumiyet kararı ile birlikte tutuklama kararı verilmesinin hukuka uygun olup olmayacağı değerlendirilecektir. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri” başlıklı 307. Fıkrasına göre Yargıtay’ın bozma kararına uyduktan sonra ilk derece mahkemesinin veya bölge adliye mahkemesinin sanığın ifadesini hangi hallerde alıp almayacağı kaleme alınmıştır. Örgütlü suçlarda cezaların infazı konusunda; Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-j, 58/9 ve 220 hükümleri ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/4 hükmünde yer alan kavramların farklılığından kaynaklanan, belirli ve öngörülebilir niteliği taşımayan, çelişkili ve adil olmayan uygulamalarla karşılaşılabilmektedir. Sorunun çözümü; 5275 sayılı Kanun m.107/4, TCK m.6/1-j ve m.220 hükümlerinin, birbirlerine uygun çatı kavramlar kullanılarak yeniden düzenlenmesi ile mümkün olabilecektir. Aksi halde; örgütlü suçların infazında, hem adaletsizlik ve hem de yeknesaklıktan uzak uygulamalar varlığını sürdürecektir. Bu yazımızda; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m.116 uyarınca konutta yapılacak arama için verilen kararın, konutta bulunan, konuta gelen, konutta ikamet edip arama sırasında dışarıda olan kişilerden kimi kapsayacağı incelenecektir. Bu mevcut otoriteler teoride tüketicileri korumak için yeterli görünse de, kripto alım satım sisteminde endemik görünen dolandırıcılık seviyesi ve New York gibi birkaç eyalet dışında, özellikle kripto işlem suiistimallerini hedefleyen belirli kriptoya özgü yasaların olmaması göz önüne alındığında, pratikte onları korumak için yeterli olmayabilir. Eyalet yasama organları ve Kongre, yeni sistem altındaki tüketici etkilerini yakından izlemeli ve endüstri geleneksel finansal hizmetlerden ayrıştırıldığında (separation) bile büyümeye devam ederse, kripto alım satımına özgü hedefli tüketici korumaları eklemelidir. Bu yazının kapsamı dışında kalan ilginç bir konu, devlet kumar yasalarının kripto işlemlerini kapsayacak şekilde yorumlanıp genişletilemeyeceği veya genişletilip genişletilemeyeceğidir. 1- Bireylerin hak ve özgürlük alanlarını daha da genişletmek amacıyla birinci yargı paketiyle getirilen düzenleme ile Terörle Mücadele Kanunu’nun 7’nci maddesine, « Haber verme sınırları içerisinde yer alan, eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz. » hükmü eklendi.